Safra kanalı cerrahisinde uygulanan ‘güvenli kolesistektomi’ tekniği hakkında bilgi veren Hürrem Sultan Hastanesi, “Günümüzde 1 santimetrelik kesilerle kapalı olarak gerçekleştirilen güvenli kolesistektomi ameliyatlarında safra kesesi alınırken, ana safra kanalının bütünlüğünün korunması ise hayati önem taşımaktadır. Safra kanalı yaralanmalarındaki riski en aza indirmek için ise ‘güvenli kolesistektomi’ tekniği kullanılmaktadır.” dedi.
Her safra kesesi taşına müdahale edilmez
Safra kesesi taşları önemli bir sağlık sorununa neden olmuyorsa vücutta kalmasına izin verilir. Toplumun % 15’inde safra taşı bulunmaktadır. Bu kişilerin % 20’sinde safra kesesi taşı hastalık oluşturmaktadır. Herhangi bir bulgu vermeyen ve görüntüleme yöntemleriyle tesadüfen belirlenen taşlar için (taşın 3 santimetreden büyük olması, safra kesesinin tamamen taşla dolu olması, porselen safra kesesi gibi durumlar hariç) safra kesesi ameliyatı önerilmemektedir.
Rahatsızlık veren taş alınmazsa sorun büyür
Laparoskopik kolesistektomi dünyada 1990’ların başından beri açık tekniğin yerini almıştır. Safra kesesindeki taş özellikle yağlı yemek yedikten sonra, karın sağ üst kadranında, göbek üst kısmında veya sırta özellikle sağ kürek kemiğine yayılan yoğun, bir ağrı ve rahatsızlık hissi oluşturabilir. Bu durum yemekten bağımsız gece saatlerinde de ortaya çıkabilmektedir. Ağrıya genellikle terleme, bulantı ve kusma da eşlik edebilmektedir. Bu durum söz konusu olduğunda zaman geçirmeden laparoskopik (kapalı) safra kesesi ameliyatı yapılmalıdır. Ameliyat ertelendiğinde ise safra kesesi taşı ani safra kesesi iltihabına, taşın ana safra kanalını tıkaması ile sarılığa, safra yolu iltihabı hastalığına veya taşın pankreas kanalını tıkaması senaryoları ortaya çıkabilmektedir. Pankreas kanalını tıkanması, pankreas iltihabına neden olmakta maalesef bu durum yaşamı tehdit etmektedir.
Kapalı cerrahinin 3 önemli avantajı
Ülkemizde her yıl 150 bin ila 200 bin arasında safra kesesi ameliyatı yapılmaktadır. Bunların çoğu laparaskopik yani kapalı yöntemle gerçekleştirilmektedir.
Laparoskopik teknik sayesinde ameliyat sonrasında daha az ağrı olmaktadır.
İyileşme süresi kısaldığı için hasta daha kısa süre hastanede kalmaktadır.
Küçük kesilerle yapıldığı için daha kozmetik sonuçlar elde edilmektedir.
Safra yolu yaralanmalarındaki iki faktör
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de laparoskopik kolesistektomi ameliyatı olan 1000 hastadan 3-8 kişide ameliyat sonrası istenmeyen safra yolu yaralanmaları gözlenebilmektedir. Safra yolu yaralanmasının yönetiminde; endoskopik ek işlemler, tekrardan cerrahi yapılması ve bu yöntemlerle iyileşmeyen hastalarda karaciğer transplantasyonuna kadar değişen ek tedaviler gerekebilmektedir. Safra yolu yaralanmalarının oluşması çeşitli risk faktörleri ile ilgili olabilmektedir.
Hasta ile ilgili olan risk faktörlerinden en önemlisi safra yolu anatomisinin çok farklı yapıda olabilmesidir. Buna aşırı şişmanlık, safra yollarına yakın bölgede yapılan önceki ameliyatlar, altta yatan bir karaciğer hastalığı, daha önceden safra kesesi enfeksiyon ataklarının çok olması eklenebilir.
Ameliyatı gerçekleştiren cerrahi ekibin tecrübe eksikliği ve anatominin yanlış algılanması olarak belirlenmiştir.
Güvenli kolesistektomi tekniği öne çıkıyor